bugün
- bir müslüman olarak filistin benim meselem değil36
- bir gün önce tanışılan kızın yazlığa davet etmesi14
- ruh varsa neden görünmüyor13
- anın görüntüsü18
- arda güler12
- sevdiğiniz sözlük yazarları17
- çocuğunuzu özel okulda okutur musunuz14
- uludağsözlük'ün ölmesi ve gömmeyi unutmaları10
- türklerin ingilizce konuşamama nedenleri26
- selahattin demirtaş'ın 42 yıl hapis cezası alması12
- türklerden adam çıkmaması13
- okula bikiniyle gelen kız9
- sözlükteki erkek nüfusu9
- türklerin çok kolay devlet kurması12
- filistin'in türklere ihanetleri sıralı tam liste24
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı20
- üstteki yazarla nereye gitmek isterdin8
- mesajın altlarda kalmış kusura bakma diyen kadın10
- karadeniz bölgesinde yaşamak13
- arkadaşlar bu alınır mı8
- buluşunca sürekli derslerden konuşan erkek8
- bu başlıkta konya'yı övüyoruz16
- yemek yemeyi sevmeyen insan8
- ileride evleneceğiniz kişi şuan ne yapıyor9
- nişanlı kalmanın saçma olması12
- icardi190513
- akp chp yakınlaşması12
- tayyip erdoğan'ın israil anadolu'ya girecek demesi21
- beni özlediniz mi8
- kahverengi gözlü olmanın hiç bir işe yaramaması11
- 15 mayıs 2024 türkiye japonya voleybol maçı13
- karşı cinse giyim önerileri16
- iyi bir insan olmak için ne yapmam lazım20
- maca sekiz13
- en obez özelliğiniz17
- mauro icardi'nin karısı8
- larisalisa'nın parayla şukulatması8
- namuslu erkek bulmanın çok zor olması16
- herkesin merak ettiği o piç erkeğim soru alayım18
- 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 28 kişi12
- sütyen takmaktaki inanılmaz mantık hatası19
- şampiyonluk için yanak okşatmak52
- gençler iş beğenmiyor8
- kızılcık şerbeti dizisi12
- iki adım atınca kan ter içinde kalmak8
- embesil yazarlar8
- en nefret edilen yazarlar8
- hangi sözlük yazarı ile uyumak isterdin14
- kaç yaşındaki insan evde kalmıştır14
- larisalisa15
entry'ler (1347)
kendisine hala müdahale edilmemesi bile ne kadar haklı olduğunu gösterir. sözlükte moderasyon yok ki müdahale edilsin sözlük çekip çevrilsin. sahipsiz, isteyenin dilediği gibi at koşturduğu bir yer burası.
rahmetli islam çupi'nin 3 mayis 1989 galatasaray fenerbahce maci sonrası yazdığı yazının başlığıdır. yazının tamamı şu şekildedir.
fenerbahçe yenilmez
bu bir fenerbahçe destanıdır.
bu 4-3'luk kupa destanını gören yaşı yirmilik fenerbahçe taraftarı, bir 30 yıl, galatasaray-fenerbahçe rekabeti söz konusu olduğunda hep bu maçı anlatacaktır, bobürlenerek fenerliliğini höpürdeterek.
ve fenerbahçeli bu destan maça şöyle bir kabadayılık asacaktır.
"biz onlara ilk yarıda 3 gol avans verip, galatasaray'ı kupada pacavra ettik."
ne müthiş ne uyunamaz bir kabus ilk devresi idi fenerbahçe için.
baldırına çok iri bir bandaj geçirmiş bir oğuz maç başlamadan önce çimene pek nazlı koyduğu sol ayagı ile fenerbahçe için sakatlıktan sonra gelen bir mutluluk muydu yoksa hiç çözülemeyecek bir bilmece miydi?
fenerbahçe'nin mevsim başından beri bir türlü klas ve emek disiplinine sokamadığı geri dörtlü, prekazi gibi umulmadık uzak goller vuran, uğur gibi çok ters gol kontratakları çıkaran, tanju gibi onsekiz dışı ve ici hareketlerde esrarengiz file senaryolari yazan rakipler karşışında, ne kadar başarılı bir defans grafiği çizeceklerdi?
maç başladıktan sonra görüldü ki oğuz'un o sol ayağı tanrı'dan kendisine verilmiş bir sol ayak degil, sonradan takılmış tahta bir bacaktı sanki. en basit top kontrolunu yapamiyor, o sihirli ve rahat diriplinglerine kisilik koyamıyor, oyunun galatasaray orta sahasina doğru kaçısını çaresiz gözlerle seyrediyordu.
oğuz kaybolmuştu, arkasından fenerbahçe kaybedecekti belki de.
çünkü alabora olan fenerbahçe orta saha gemisinden sonra bu alanın gerisinde titrek bir fılıka gibi oynayan geri dörtlü, gittikce kabaran ve hasinlesen galatasaray denizinin üstünde fazla canlı olarak kalamayacaktı.
maç iri bir orkinos ağı gibi oruluyordu fenerbahçe'nin üstünde. çok iyi oynamaya basladığı zamanlar, eksantrik görüntülerle galatasaray defansının önleyemediği gol pozisyonu bulduğu zamanlar, deda'nin dönmüş düdüğüne teknik tavırlar koyduğu zamanlar.
ne oldu biliyor musunuz?
fenerbahçe galatasaray'dan 3 gol yedi.
biri acemi savunma hareketli ergin'in penaltısından, ikincisi rakibe sunulmuş ters bir kafa vuruşundan, üçüncüsü yan hakeme göre nizami, tv yayınına göre ofsayt kritik bir hareketten.
fenerbahçe ile alay ediyordu, galatasaray kale direkleri. 3-0 yenik fenerbahçe'nin hasan'ın ayağından çıkan volesi bile galatasaray'ın yan odunlarından birisine vuruyordu.
ne vardı 3-0'dan sonra galatasaray galerisinde, tribünlerin hepsinde, vatandaş tribününde basın ve şeref tribülerinde ciklet yerine fenerbahçe'yi ciğneyen alaylı sapur-supurlar ve rakibini kuçumseyen dudak valsleri.
avrupa kupasında final hayali görürken kendi hayatını öldüren, türkiye liginde ise bu yıl hiç doğmamış mustafa denizli'nin ortalara cıkıp piste dikilip, kupanın hiç olmazsa yerlisinde yeni bir final hayatı araması ve bu hayatı yakaladığına inanması o kadar doğaldı ki.
fakat o galata kulesi dibi eski yahudi kılıklı eskiciye benzeyen, her maçtan önce guya galatasaray'ı ışıtan hamamcı görevini üstlenen alman kondisyoner pandomimcisi devre biterken hangi top ilim ve irfanına sığınarak eli ile fenerbahçe tribünlerine "beş...beş..." işareti yapıiyordu.
o eli fenerbahçe lavabona sokar sonra.
bitmemiş bir maçın, en tehlikeli yanı "güven"in dozudur.
mustafa denizli ve takımı maçın ikinci yarısına maçi kazanmıs ekip güveni ile çıkarken, kendi timinin bünyesıne 5 yer değişikligi ile başka bir nefes ve hırs sokan veselinovic'in fener ihtarını, ne galatasaray ne de mustafa ciddiye aldı.
*herhalde kazandığını düsünen takım, kaybetmeyi düsünmeyen bir ekiple yarışırken, ne onun kadar inanclı ne onun kadar yırtıcı ne onun kadar hırslı, ne onun kadar onurlu olabilir.
bir metafizik golü atan aykut kaybetmeyi düşünmüyordu. ikinci devre boyunca galatasaray yarı sahasında şeytanın bolerosundan figürler yapan rıdvan kaybetmeyi düşünmüyordu. son 45 dakıka inanılmaz bir fizik gücü ile orta saha oyuncusu olarak kendi geri dörtlüsünü lehimleyen müjdat, adam markajını anıtlaştıran nezihi kaybetmeyi düşünmüyordu. galatasaray yarı sahasının sol tarafına hangi sarı-kırmızılı futbolcu gelmişse, onları ayaklarından puskurttuğu eterle bayıltan hakan kaybetmeyi düşünmüyordu.
hele hele 90 dakikanın her dakikasında, sahanın her yerinde galatasaray takımı ile tek adammıs gibisine mücadele eden, 3 muhteşem gol atan ve şimdilerde türkiye'nin en iyi santroforu fetvasını çıkaran hasan, kaybetmeyi hiç mı hiç düşünmüyordu.
bu basit bir maç değil, fenerbahçe için bir tarih maçıdır.
belki fenerli bir şair, ilerde bu maç üstüne şöyle bir mısra düşürecektir.
"fenerbahce yenilmez... bu forma ile fazla dalga gecilmez..."
fenerbahçe yenilmez
bu bir fenerbahçe destanıdır.
bu 4-3'luk kupa destanını gören yaşı yirmilik fenerbahçe taraftarı, bir 30 yıl, galatasaray-fenerbahçe rekabeti söz konusu olduğunda hep bu maçı anlatacaktır, bobürlenerek fenerliliğini höpürdeterek.
ve fenerbahçeli bu destan maça şöyle bir kabadayılık asacaktır.
"biz onlara ilk yarıda 3 gol avans verip, galatasaray'ı kupada pacavra ettik."
ne müthiş ne uyunamaz bir kabus ilk devresi idi fenerbahçe için.
baldırına çok iri bir bandaj geçirmiş bir oğuz maç başlamadan önce çimene pek nazlı koyduğu sol ayagı ile fenerbahçe için sakatlıktan sonra gelen bir mutluluk muydu yoksa hiç çözülemeyecek bir bilmece miydi?
fenerbahçe'nin mevsim başından beri bir türlü klas ve emek disiplinine sokamadığı geri dörtlü, prekazi gibi umulmadık uzak goller vuran, uğur gibi çok ters gol kontratakları çıkaran, tanju gibi onsekiz dışı ve ici hareketlerde esrarengiz file senaryolari yazan rakipler karşışında, ne kadar başarılı bir defans grafiği çizeceklerdi?
maç başladıktan sonra görüldü ki oğuz'un o sol ayağı tanrı'dan kendisine verilmiş bir sol ayak degil, sonradan takılmış tahta bir bacaktı sanki. en basit top kontrolunu yapamiyor, o sihirli ve rahat diriplinglerine kisilik koyamıyor, oyunun galatasaray orta sahasina doğru kaçısını çaresiz gözlerle seyrediyordu.
oğuz kaybolmuştu, arkasından fenerbahçe kaybedecekti belki de.
çünkü alabora olan fenerbahçe orta saha gemisinden sonra bu alanın gerisinde titrek bir fılıka gibi oynayan geri dörtlü, gittikce kabaran ve hasinlesen galatasaray denizinin üstünde fazla canlı olarak kalamayacaktı.
maç iri bir orkinos ağı gibi oruluyordu fenerbahçe'nin üstünde. çok iyi oynamaya basladığı zamanlar, eksantrik görüntülerle galatasaray defansının önleyemediği gol pozisyonu bulduğu zamanlar, deda'nin dönmüş düdüğüne teknik tavırlar koyduğu zamanlar.
ne oldu biliyor musunuz?
fenerbahçe galatasaray'dan 3 gol yedi.
biri acemi savunma hareketli ergin'in penaltısından, ikincisi rakibe sunulmuş ters bir kafa vuruşundan, üçüncüsü yan hakeme göre nizami, tv yayınına göre ofsayt kritik bir hareketten.
fenerbahçe ile alay ediyordu, galatasaray kale direkleri. 3-0 yenik fenerbahçe'nin hasan'ın ayağından çıkan volesi bile galatasaray'ın yan odunlarından birisine vuruyordu.
ne vardı 3-0'dan sonra galatasaray galerisinde, tribünlerin hepsinde, vatandaş tribününde basın ve şeref tribülerinde ciklet yerine fenerbahçe'yi ciğneyen alaylı sapur-supurlar ve rakibini kuçumseyen dudak valsleri.
avrupa kupasında final hayali görürken kendi hayatını öldüren, türkiye liginde ise bu yıl hiç doğmamış mustafa denizli'nin ortalara cıkıp piste dikilip, kupanın hiç olmazsa yerlisinde yeni bir final hayatı araması ve bu hayatı yakaladığına inanması o kadar doğaldı ki.
fakat o galata kulesi dibi eski yahudi kılıklı eskiciye benzeyen, her maçtan önce guya galatasaray'ı ışıtan hamamcı görevini üstlenen alman kondisyoner pandomimcisi devre biterken hangi top ilim ve irfanına sığınarak eli ile fenerbahçe tribünlerine "beş...beş..." işareti yapıiyordu.
o eli fenerbahçe lavabona sokar sonra.
bitmemiş bir maçın, en tehlikeli yanı "güven"in dozudur.
mustafa denizli ve takımı maçın ikinci yarısına maçi kazanmıs ekip güveni ile çıkarken, kendi timinin bünyesıne 5 yer değişikligi ile başka bir nefes ve hırs sokan veselinovic'in fener ihtarını, ne galatasaray ne de mustafa ciddiye aldı.
*herhalde kazandığını düsünen takım, kaybetmeyi düsünmeyen bir ekiple yarışırken, ne onun kadar inanclı ne onun kadar yırtıcı ne onun kadar hırslı, ne onun kadar onurlu olabilir.
bir metafizik golü atan aykut kaybetmeyi düşünmüyordu. ikinci devre boyunca galatasaray yarı sahasında şeytanın bolerosundan figürler yapan rıdvan kaybetmeyi düşünmüyordu. son 45 dakıka inanılmaz bir fizik gücü ile orta saha oyuncusu olarak kendi geri dörtlüsünü lehimleyen müjdat, adam markajını anıtlaştıran nezihi kaybetmeyi düşünmüyordu. galatasaray yarı sahasının sol tarafına hangi sarı-kırmızılı futbolcu gelmişse, onları ayaklarından puskurttuğu eterle bayıltan hakan kaybetmeyi düşünmüyordu.
hele hele 90 dakikanın her dakikasında, sahanın her yerinde galatasaray takımı ile tek adammıs gibisine mücadele eden, 3 muhteşem gol atan ve şimdilerde türkiye'nin en iyi santroforu fetvasını çıkaran hasan, kaybetmeyi hiç mı hiç düşünmüyordu.
bu basit bir maç değil, fenerbahçe için bir tarih maçıdır.
belki fenerli bir şair, ilerde bu maç üstüne şöyle bir mısra düşürecektir.
"fenerbahce yenilmez... bu forma ile fazla dalga gecilmez..."
hakkaten komik yazar. espri yeteneği doğuştan geliyo sanırım. yaşı da genç sanırım. çok eskileri değil 2001'i hatırlıyor ancak. bize de daha eski olarak eskileri hatırlatmak düşer. mevzu geriden gelip maç kazanmaksa bunu hatırlamamak olmaz. işine gelmezse başka tabi.
(bkz: 3 mayis 1989 galatasaray fenerbahce maci)
(bkz: 3 mayis 1989 galatasaray fenerbahce maci)
(bkz: #3680807)
çıkış noktası bence bir yanlış anlama olan kampanya. ben fikrimi yazayım yazar da sanırım düzeltir. ve ben de bu entryi silerim.
aramaya rahmetli yazarımızın nickini yazıp a'dan z'ye sırala denildiğinde rahmetlinin a'dan z'ye sıralanmış ve ilk beş yüz entry'si çıkmaktadır ve bu entryler b harfinde bitmektedir. yazar arkadaşımız dionysos ise bunu rahmetlinin sadece b harfine kadar entry girdiği şeklinde algılayp hadi kalan harfleri de biz yazalım diye kampanya başlatmıştır. olay bundan ibaret sanırım.
çıkış noktası bence bir yanlış anlama olan kampanya. ben fikrimi yazayım yazar da sanırım düzeltir. ve ben de bu entryi silerim.
aramaya rahmetli yazarımızın nickini yazıp a'dan z'ye sırala denildiğinde rahmetlinin a'dan z'ye sıralanmış ve ilk beş yüz entry'si çıkmaktadır ve bu entryler b harfinde bitmektedir. yazar arkadaşımız dionysos ise bunu rahmetlinin sadece b harfine kadar entry girdiği şeklinde algılayp hadi kalan harfleri de biz yazalım diye kampanya başlatmıştır. olay bundan ibaret sanırım.
kendisi kafatasçı olamaz. bakın değildir demiyorum. olmasına imkan yoktur. kafatasçı bi adam yönettiği ispanya milli takımına brezilya asıllı siyahi bir futbolcuyu koymaz. muhtemelen reyes'i gaza getirmek için söylediği söz başına bela olmuştur. azıcık mantıklı olun.
(bkz: marcos antonio senna da silva)
(bkz: marcos antonio senna da silva)
heyecanla önümüzdeki bi kaç ayı nerede hangi koşullarda geçirecek onu beklemektedir. asker ocağı baba ocağına benzer mi sorusunun yanıtını yaşayarak öğrenecektir.
o değilde ben nerde kalıcam lan artık kızılay gecelerinden sonra? o kadar yolu tepip eryaman'a geri mi döncem? hayır akıl edip evin anahtarını da alamadım. ühü ühühü.. valla sen gidecen diye ağlamıyorum, kendimi düşünüyorum..
o değilde ben nerde kalıcam lan artık kızılay gecelerinden sonra? o kadar yolu tepip eryaman'a geri mi döncem? hayır akıl edip evin anahtarını da alamadım. ühü ühühü.. valla sen gidecen diye ağlamıyorum, kendimi düşünüyorum..
böyle güzide entrylere sahip, formata hakim moderatorlere sahiptir.
(bkz: #2555643)
nasılsa silinir not da düşelim, ibret olsun;
başlık: 4 kasim 2007 uludag sozluk yoklamasi
entry: burdayım a.mına koyim burda.
(alimacgraw, 04.11.2007 19:15)
(bkz: #2555643)
nasılsa silinir not da düşelim, ibret olsun;
başlık: 4 kasim 2007 uludag sozluk yoklamasi
entry: burdayım a.mına koyim burda.
(alimacgraw, 04.11.2007 19:15)
beşiktaş tv'de verilen habere göre beşiktaş'ın as takımı ile çıkacağı maçtır. ligden çekiliriz, paf takımı ile çıkarız palavrasının sonudur. beşiktaş hiç bir zaman bu kadar küçük düşmemişti.
her ne kadar derbileri kaybeden taraf tesellisi gibi dursa da son bir kaç senelik tecrübelerimizin bize doğruluğunu kanıtladığı önermedir. günümüzde ligimiz ama 3 büyüklerin güç kaybetmesi, ama anadolu takımlarının güç kazanması sonucu geçmişe nazaran daha bir dengededir. bu durumda anadolu takımlarına karşı kazanılan her maçın önemini arttırmaktadır. bu önerme derbilerin önemsiz olduğunu beraberinde getirmez. ancak derbiler eskiden şampiyonu belirlemede önemliyken günümüzde ezeli rekabet ebedi dostlukta sadece bir istatistik olma yolunda ilerlemektedir.
edit: bunu söylemem gerekiyor anlaşılan ben fenerliyim. entrylerim bunun en güzel referansıdır sanırım.
edit: bunu söylemem gerekiyor anlaşılan ben fenerliyim. entrylerim bunun en güzel referansıdır sanırım.
22 haziran 1986 arjantin ingiltere maci'nda maradona'nın elle attığı golü veren efsane maçın çok bilinmeyen tunuslu hakemi.
son gelişmeleri haburdan takip eden show haber muhabiri.